ERCİYES DAĞI


Erciyes DağıKayseri'nin 25 km güneybatısındaki ovaların yanından birdenbire yükselen büyük kütleli bir stratovolkandır.[1]
Yüksek derecede aşınmaya uğramış olan volkanın son olarak, Roma dönemi madeni paralarındaki betimlemelere dayanarak, MÖ 253 yılında püskürdüğü söylenebilir.[2]
Erciyes, 3.916 metreye ulaşan zirvesi ile İç Anadolu'nun en yüksek dağıdır. Torosların kuzeydoğu uzantısı olan Aladağlar'ın en yüksek noktası olduğu kabul edilmektedir ve Alpin kuşağına dahildir.[3]
Dağı Argaeus (Ἀργαῖος) olarak adlandırılan ünlü gezgin ve coğrafyacı Strabon, zirvesinin hiçbir zaman kardan arınmadığını ve açık bir günde zirvesinden Karadeniz ve Akdeniz'in görülebildiğini yazmıştır.[4] Günümüzde zirvesinin sadece kuzey yamacında bir buzulu kalan Erciyes'in zirvesinden Dünya'nın yuvarlaklığı sebebi ile Akdeniz ve Karadeniz'i görmek mümkün değildir.
3917 m’lik yükseltisi ile Türkiye’nin altıncı, İç Anadolu Bölgesi’nin ise en yüksek dağıdır.[5]
Erciyes Dağı, Neojen (Miyosen-Alt Pliyosen) döneminden günümüze kadar aktivitesini sürdüren İç Anadolu Volkanik Bölgesinin (CAVP) önemli bir üyesi, Kuvaterner yaşlı bir stratovolkandır. Erciyes Volkanı, Ecemiş- Kayseri-Yukarı Kızılırmak- Sivas bölgelerinden geçen Neojen yaşlı İç Anadolu Fay Zonu üzerinde bulunmaktadır.[6]
Hakkında "Uzaklaştıkça yakınlaşan, yakınlaştıkça uzaklaşan dağ" yakıştırması yapılmaktadır. 2.150 m yükseklikte, Kayseri'den ulaşılabilen kış spor tesisleri bulunmaktadır.[7]
  Jeologlar, Erciyes'in tarihini 20 milyon yıl öncesine kadar götürürler. Yapılan araştırmalara göre, bugünkü dağ ve çevresi 20 milyon yıl önce denizle kaplıydı. Zamanla yer kabuğundaki çatlamalar sonucu deniz çevresindeki kara parçaları oluştu ve çevre göl halini aldı. Bu iş için milyonlarca yıl geçti ve nihayet 15 milyon yıl kadar önce, bu gölde volkanik patlamalar oldu. ''neojen dönemi'' adı verilen bu devrede meydana gelen bu patlamalar, gölün ortasında bu günkü Erciyes’ten 400 metre daha yüksek koni şeklinde bir dağın oluşmasına sebep oldu. Tepede bulunan krateri iki baca beslediği için, buradan fışkıran lavların iri parçaları göl içerisinde tortulaşarak yeni bir tabaka; ince toz parçaları ise dağın 100 km ötesine kadar savrularak buralarda kül yığınları meydana getirdi.
Bu durum, bu günkü Kayseri’nin çevresindeki bulunan taş ocaklarının teşekkülüne ve Göreme çevresindeki Peri Bacalarının oluşmasına ve özellikle de bims dediğimiz krater küllerinin çevrede büyük kütleler halinde bulunmasına sebep oldu. Tomarza ve Develi bölgesindeki bims yatakları, Cırgalan, Güzelyurt, Gesi çevresindeki taş ocakları,Ürgüp ve Göreme’deki rüzgârın aşındırarak oluşturduğu Peri Bacaları, Erciyes Dağı’nın bu dönemde püskürttüğü lav ve küllerin sonucu meydana geldi.Erciyes dağı, bu ilk oluşumundan sonra uzun bir sessizlik dönemine girdi. Bu dönemde, çevresindeki gölün suları çekildi ve kara parçası oluşarak bunda da kırılma ve kaymalar meydana geldi. Tekir Yaylası, Koç Dağı, Sultan Sazlığı teşekkül etti. Dağ daha sonra yeniden faaliyete geçti. Bunun tarihi de takriben, 2 ya da 2,5 milyon yıl önceye rastlar. Bu yeni volkanik hareket, Ali Dağı, Yılanlı Dağı, Beşparmak Dağını meydana getirdi. Bu dönemdeki patlamalarda küçük taş parçaları dağın etrafındaki volkanik tepelerin oluşmasını sağladı. Artık çevre, tamamen kara parçasıdır. Sular çekilerek oluşan arazinin tek bekçisi ise Erciyes'tir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder